Project Description
SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD)
Bir defa sezaryen, hep sezaryen. Yıllarca kadın doğum uzmanları bu görüşü benimsediler ve uyguladılar. Daha sonra 1960’lardan sonra bu sorgulanmaya başladı ve sezaryen ile yapılmış bir doğumdan sonra kadının normal doğurabileceği inancı artmaya başladı ve bilimsel çalışmalarla da desteklendi. Günümüzde ise, yaşanan durum sezaryen sonrası vajinal doğum isteyen kadına genellikle çılgın muamelesi yapılıp, kendisinin ve bebeğinin yaşamını tehlikeye attığı yönünde yaklaşmak oluyor. Peki kim haklı sizce? Normal doğum yapmak isteyen kadın mı? Yoksa kendini ve bebeğini riske attığı yönünde yaklaşan sistem mi? Bence kadına tüm bilgiyi vererek, kararlara katılma hakkı sağlanmalı ve sorumluklar paylaşılmalı.
SSVD Avantajları
Sezaryen doğumdan sonra normal doğum yapmanın avantajları tabii ki vardır. Sezaryen neticede bir ameliyattır ve her ameliyatta olduğu gibi, operasyon sonrası riskler yaşanmaz. Nedir bunlar; ameliyat yerinden kanama, operasyona bağlı iç organ yaralanmaları, enfeksiyon ve tabii ki anesteziye bağlı riskler gibi…
İyileşme sezaryen ameliyatına göre çok kısa sürede olur ve hatta anne odasına yürüyerek çıkabilir. Anne ile bebek arasında iletişim çok daha sıcak ve güvenli olur. Bebeğin emmesi daha erken sürede başlar.
Sezaryen sonrası normal doğum bize bu avantajları sunarken bir de hekimleri ve gebeleri korkutan bazı riskleri vardır. Burada en çok korkutan ve en büyük risk rahmin önceki ameliyat yerinden ayrılma riskidir. Yani rüptür riski. Bu olduğunda ise oldukça ciddi sonuçlarla karşılaşılabilir. Bebeğin hatta annenin kaybedilmesi, bebeğin oksijensiz kalması bunlardan birkaçıdır.
Her doğumda rüptür görülebilir. Hiç doğum yapmamış ve normal doğum yapacak bir gebede rüptür görülme olasılığı 1/33000’dir. Sezaryen sonrası normal doğum yapan bir gebede suni sancı takılmadan rüptür görülme olasılığı 1/200’dür. Eğer sezaryen sonrası vajinal doğum yapmak isteyen bir kadında suni sancı takılırsa rüptür görülme olasılığı 1/100’dür. Gebe, kendiliğinden aktif doğum eylemine girmediyse ve doğum suni sancı ile başlatılırsa rüptür riski 1/43’tür. Olası bir rüptür yaşandığında rahmin yırtılması ile bebek ölümü % 30, anne ölümü ise % 1-2’dir.
Bu riskleri arttıran ya da azaltan etkenler olabilir. Daha önceden normal doğum yapmış olmak, doğumun kendiliğinden başlaması, gebelikler arasında uzun dönem olması, erken doğum riskini azaltırken; birden fazla sezaryen geçirmiş olmak, daha önceki sezaryende enfeksiyon yaşamış olmak, gebeliklerin arasının kısa olması, doğumun ilaçlarla başlatılması riski arttırır.
Rüptür olduğunda bazı bulgular verir, deneyimli bir uzman veya ebenin bunu anlayıp acilen doğum için gerekeni yapması gereklidir. Bu durumda yapılması gereken hastayı acil olarak ameliyata almaktır. Dolayısıyla bu doğumların uygun merkezlerde ve tecrübeli ekiplerle yapılması gereklidir. Maalesef ülkemizdeki tüm hastaneler bu şartları karşılamıyor. Yani 24 saat anestezi uzmanı ve ekibinin olduğu, yoğun bakım ve kan merkezinin olduğu, doktorun ve ekibin hastanede bulunduğu şartlar, bu doğumlar için uygun şartlardır.
SSVD için uygun seçilmiş vakalarda bile başarı oranı %60-80 arasında değişmektedir. Tüm riskler ve yararlar anlatılıp kadınlarımızın karar vermekte desteklenmesi ve verdikleri kararla ilgili yargılanmamaları gerekmektedir. Kadınların talebi arttıkça eminim bu hizmeti sunanlar da artacaklardır.
Op. Dr. Sebahat Turan
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğuma Hazırlık ve Nefes Eğitmeni
Aktif Doğum Eğitmeni
Hipnoterapist
Cinsel Terapist